Müşterilerimiz: Tüm Dünyadan Yüksek Gelirli Şahıslar
Ana müşteri profilimizi Yüksek Gelirli Şahıslar ve aileleri oluşturmaktadır. Portföyümüzde sağlam iş geçmişine ve yüksek güvenirliğe sahip bireyler bulunmaktadır. Çoğu zaman Yüksek Gelirli Şahıslar ve Şirketler; mali yatırım, emlak planlanması, vergi danışmanlığı ve “Risk Yönetimi” başlığı altında bulunan benzer konularda, kişisel hizmetler talep etmektedirler. Bu bağlamda, “Hareket Serbestisi” mevcut olmadığı durumlarda diğer tüm unsurlar geçersiz kalacağından dolayı “İkinci Oturma İzni” risk yönetimi sürecinde oldukça önemlidir. Sonuç olarak, Yüksek Gelirli Şahısların “İkinci Oturma İzni” arayışlarındaki etkenler, fikirlerinde yatan iki unsur olan “Güvenlik” ve “Özgürlük” hissiyatlarının etrafında oluşmaktadır.
Vergilendirme avantajları, üst kalite emeklilik, servet planlaması ihtiyaçlarının yanı sıra ayrıcalıklı sağlık hizmetleri ve eğitim de güvence altına alınmaktadır. Yüksek Gelirli Şahıslar; ayrıcalıklı eğitim olanakları, yaşam standartları, çevre niteliği ve sosyal gelişim sağlayan serbest hareket özgürlüğüne ve yüksek yaşam kalitesine sahip olacaklardır.
Yüksek Gelirli Şahıslar, seçkin ve tarafsız bir ülkenin Yatırım Yolu ile Vatandaşlık veya Yatırım Yolu ile Oturma İzni programları ile seyahat özgürlüğü, varlık korunması, güvenlik ve gizlilik sağlayan kapsamlı bir alternatif plan elde ederler.
GICG, bölgenin eşsiz kültürel ve yasal yönlerini göz önünde bulundurarak müşterilerine en yüksek gizlilik teminatı sağlar.
Dünyadaki Yüksek Gelirli Şahıslar:
Saygın bir mali haber web sitesi olan Value Walk tarafından 19 Haziran 2015 tarihinde yayımlanan son istatistikler aşağıda belirtilen noktaları açığa çıkardı:
- Küresel Yüksek Gelirli Şahıs nüfusu ve varlıkları 2014 senesinde %6,7 ve %7,2’lik oranlarda artış gösterdi.
- Pasifik Asya ve Kuzey Amerika büyümenin çoğunluğunu oluşturdu ve Pasifik Asya, Kuzey Amerika’nın önüne geçerek 4.69 milyon ile en yüksek Yüksek Gelirli Şahıs nüfusuna sahip bölge oldu.
- Küresel Yüksek Gelirli Şahıs malvarlıkları toplamının 2014 senesinin sonundan başlayarak 2017 senesi boyunca senelik 7,7%’lik bir oranla 70 trilyon $’ı aşması öngörülüyor.